0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

UBP Kurultayı epey tantanalı geçti. İki ağır sıkletin arasında ringe çıkan tüy sıkletin esamisi okunmadı ve arada kaynayıp gitti. Güç ve koltuğun dağıttığı istihdam ile ganimet 1. Raundu kazandı. Üstel, Kıbrıs Türkü’nü tanıyıp, çözdüğü için elindeki gücü iyi kullanarak Ye Yememin Cumhuriyetindeki ‘Bol Kepçe Lokantasını’ mesai dışında da çalıştırarak çukur tabakları doldurdu. Yeniçeri’nin savaş ganimeti olarak kazandıklarının fazlasını bazı vatandaşlar Cukka yaptı. Ganimet ve  gıcacık ile oğlancığa istihdam ile devlet daireleri bumbar gibi  dolduruldu. Yetmedi arkadan takviyeli, önden çekmeli ‘Ana’ gücünü de kullanarak bir evvelki kurultayda aldığı 4’ücülüğü ilk sıraya taşıdı.

TORPİLLİ KAP KACAK DOLDURUR GARİBAN ANDİLLA KOYARAK BAKAR

Bazı insanları hayata baktığı pencereden, atmalı diyorlar. Yanlış Bence pencereden atmak yerine ceplerine zip dikip ceplerini kapatmalı. Bu ganimet ve istihdam deresi böyle akarken torpil-i umumiyenin tencere, kap gacak doldururken gariban uzaktan ‘Andilla’ koyarak bakmasının sonu gelmeyecek. Üstel, arkadan takviyeli, önden çekmeli ‘Ana’ destek gücü ile ipi göğüsledi. Tamam ona bir şey diyeceğimiz yok. Da, bu dengesiz yarışı gören rakipleri neden masaya vurup böyle yarış olmaz biz çekiliyoruz demedi, Söylermisiniz? Fazla hırs makineyi mangos eder. Rulemaları bozar ve Amerikan asfaltında giderim diye düşünürken monobadidaki (Tarla yolu) Ohtocuktan (arazi içerisindeki tepecikler) yuvarlanırsınız.

CİCİM AYLARI GEÇİNCE SIÇIM AYLARI BAŞLAR

Neyse konu o değil. İstikrar abidesi Üstel ile ellerini ovuşturarak ‘Yırttık’ diyen hükümetin erkânı umumiyesi  bundan sonra rahatmı olacak?. Bence hayır. Çünkü, bahar ayları bir başka deyişle ciicim ayları geçince, ‘Sıçım ‘ ayları başlayacak. UBP yanlış hatırlamıyorsam 1990-91 yıllarında Baba Denktaş’ın önderliğinde UBP’den ayrılanların oluşturduğu 9’lar harekâtı olmuştu. Sonrasında DP’yi bir başka deyişle Denktaş’ın Partisi veya bir başka deyişle Demokrat Parti’ kurulmuştu. O zaman UBP’den ayrılıp DP’ye katılanların arasında Hasan Taçoy’da vardı. Taçoy daha sonra UBP^ye dönüş yaparak bakanlık koltuğuna oturmuştu.  9’lar hareketi sonrasında Ahmet Kaşif – İrsen Küçük tartışması yaşanmış konu mahkemeye taşınmıştı. İrsen Küçük’ün bir başbakan olarak mahkeme koridorunda oturması gözümün önünden hiç gitmez. O tartışmalı kurultay Ahmet Kaşif’in partiye hizmet noktasında geri çekilmesini doğurmuştu.

YAŞANANLARDAN SONRA UBP’NİN YENİDEN DOĞURMAYACAĞINI KİM İDDİA EDEBİLİR

Sonrasında, Ana yavrusunu çok sevdiği için UBP Genel Sekreteri Turgay Avcı başkanlığında, bir grubu şimdiki YDP’li Enver Öztürk’ün Lefkoşa’daki evinde, Ankara’da düzenlenen toplantılardan sonra, 2006 yılında UBP’yi doğurtmuştu.  Belki fizik olarak çirkin ama midesine düşkünlüğü son derece zengin olan mini minnacık Özgürlük ve Reform Partisi ( ÖRP ) isimli yavru ortaya çıkartılmıştı. İnsanlar gibi partilerde alışkanlıklarının esiridir. Fazla büyüyen ve uzun zamandır yavru doğurmayan UBP’nin bu yaşananlar sonrasında alışkanlığı devşirip yeniden bir yavru doğurmayacağını kim iddia edebilir.   

ÇANLAR ŞİMDİ DEĞİL AMA DAHA SONRA BİRİSİ İÇİN ÇALMAYA BAŞLAYACAK

Bakın rahatsızım diyerek kurultaya katılmayan ve bir ilki sahneye koyan Derviş abimiz belli ki birşeylerden rahatsız. Muhtemelen kızı Resmiye Canaltay’a yapılanları unutmadı. Bazıları göz yaşını siler, bazıları ise ağlatanı, Resmiye hanımda gözyaşı yerine UBP’de birilerini silme derdinde olacak ki, kurultay ile ilgili hiçbir etkinliğe katılmadı. Hatta gölgesini bile oralara göndermedi. İskele Bölgesi Milletvekili Yasemin Öztürk, rengini belli ederek ben Taçoy ile birlikte hareket edeceğim demişti. Mağusa Bölgesinde, Çamura bulandırılarak bakanlıktan alınan Sunat Atun dışında, Üstel’in yanında Çavuşoğlu var. Ama onu hesaba katmayın. Çünkü Şıh hazretleri Gökkuşağı’nın yedi rengine sahip. Kısacası,  Ernest Hemingway’in ünlü kitabı Batı cephesinde asayiş berkemal yerine Doğu cephesinde asayiş berkemal gibi gözükse de durum öyle değil. Ve Ernest Hemingway’in bir başka kitabında ‘Çanlar Kimin için çalıyor’’ diye soracak olursanız şimdi değil ama altı oyulmaya başlandığında Üstel için diyebiliriz.

GİRNE VE GÜZELYURT HAREKETLENİRSE NE OLUR

Neyse asayişin berkemal olmadığı bir başka bölge olan Girne Bölgesine geçelim. Girne’de kurultay sonrasında şimdilik sert rüzgârlar esmiyor. Ama bir müddet sonra Kutlu Evren, İzlem Gürçağ Altuğra, Hasan Küçük,  fırtınası esmeyeceğini kim iddia edebilir. Veya Güzelyurt Bölgesinde güçlü Ali Pilli’nin beklediğini bulamayan Menteş Gündüz’in çizmeleri giyip ellerinde kazma kürek ile sahaya inmeyeceklerini kim öne sürebilir.  Peki oraları da geçtim parti içerisinde yükseliş trentini yakalayan Olgun Amcaoğlu’nun tomofilinin lastiklerini boşaltanları unutabilecek mi? Haa unutmasa ne olur diyeniniz olabilir. Zamanı gelince bir bunduna getirdiği Üstel tomofilinin lastiklerine kelebek bıçağını sokar ve parça parça edebilir.

ÜSTEL KENDİNE BAYRAK AÇANLARIN HAKKINDAN GELMEYE ÇALIŞACAK

Başbakan Üstel, kurultaya kadar Taçoy dışında yanında olmayanlara pek söz söylemedi. Eğilde gülle geçsin modunda sesizliğini korudu. Ama benim tanıdığım Üstel, bundan sonra yapmayacağını kim garanti edebilir ki. Kanlısı, Kutlu Evren’e bugüne kadar zaten elinden geleni yapıyor. İzlem Altuğra’yı en başarılı olduğu zaman diliminde görevden aldı. Keza Ali Pilli’ye de öyle. Bundan sonraki zaman diliminde bir bunduna getirip Olgun’u bakanlıktan alacak yerine de Sunat Atun’u atayacak diye düşünüyorum. Hasan Küçük’e de o çok istediğin bakanlığı artık rüyanda görürsün diyeceğini tahmin ediyorum.  Sonrasında seçimde onun da Yasemin Öztürk’ün de ayaklarının altına muz kabuğunu koyup tekrar seçilmemelerini sağlamaya çalışacak kanaatindeyim.

Haaa bunları yapması sonrasında Taçoy, sabrımın sınırları taştığında hayatımdan silemeyeceğim insan yoktur derse ve kazma kürek ile alt oyma girişime kalkışırsa, siz o zaman seyreyleyin cümbüşü. Evet kurultayda asayiş berkemal mi? Filminin birinci bölümü bitti. 2’nci bölümü pek yakında bu sinemada. Yerlerinizi ayırın.

FIKRA

Dil bilgisi dersinde öğretmen öğrencilere sordu:
-“Bağırmadım, bağırmadın, bağırmadı”

deyince ne anlarsınız? diye sordu.
Kimseden çıt çıkmıyordu. Öğretmen

bütün öğrencilerin birden parmak kaldırmasını beklediği için,

hayal kırıklığına uğradı.
Neden sonra ön sıralardan Temel

ayağa kalkarak söz hakkı istedi.

Öğretmen söz verince de cevapladı:
-Önemli bir durum yok efendim. Hiç kimse bağırmamıştır.