Erol Baycan ‘Devletsek bağımlılıktan kurtulmalıyız” – Kıbrıs Detay
DOLAR 34,2580 0.29%
EURO 37,3156 0.42%
ALTIN 2.992,641,31
BITCOIN 23567103,17%
Lefkoşa
°

05:47

İMSAK'A KALAN SÜRE

Erol Baycan ‘Devletsek bağımlılıktan kurtulmalıyız”

Erol Baycan ‘Devletsek bağımlılıktan kurtulmalıyız”

ABONE OL
Mart 9, 2024 11:24
Erol Baycan ‘Devletsek bağımlılıktan kurtulmalıyız”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Hazırlayan Ceynur PEHLİVAN

Geçtiğimiz günlerde tek başına TC elçiliği önünde bir eylem yapan Profesyonel Meyve Üreticisi Sayın Erol Baycan ile ülkedeki üretim ve üretimdeki sorunlar ile üretici sıkıntıları hakkında bir söyleşi gerçekleştirdim. Söyleşimiz aşağıdaki gibidir. Sayın Baycan, bölgedeki üreticilerin yaşadığı sıkıntılar nelerdir? Ceynur Hanım, üreticinin en temel ve ana sıkıntısı, ürünümüzü sadece TC üzerinden pazarlayabilmemizdir.

TC bu konuda bize kendisinin uygun gördüğü şartları koyarak, bizden ürünü alır ve üzerine “made in Turkey” mühürünü vurarak pazarlar. Fiyatı kendisi belirler ve kar marjını da ona göre yüksek tutar. Bizlerin, bu ürünün yetiştirilmesindeki harcamalarını, masrafını, girdi ve çıktısını göz önünde bulundurmaz. Bizim buradaki noksanlığımız, Tarım Bakanımız ile TC yetkilileri arasında geçen anlaşmalarda bizim Tarım Bakanının aciz kalması ve üreticiyi hak ettiği şekilde savunamamasıdır. Orada yapılan ikili temaslarda bizim Bakan kendi üreticisi ve ihracaatcısını destekleyen fikirler ortaya koymuyor, koyamıyor, konuşamıyor.

Adeta süs biblosu gibi göstermelik bir görüşme ile TC’nin her koyduğu şartı koşulsuz kabul ediyor. En büyük sıkıntı bundan kaynaklanmaktadır. Sizce Devletin üretim politikası için neler yapması gerekiyor? Bu konuda bir oluşum, bir heyet kurulmalıdır. Bu oluşum, hiçbir partiden yana olmayıp, işin içine partizanlık konulmadan, tek emel ve hedef, ülke üretimini kalkındırmak, üreticiye hak ettiği değeri vermek ve bu kurulacak heyetin ileriye yönelik 5 yıllık kalkınma planı ve programı hazırlayıp, yol haritasını belirlemek ve bu yol haritasında emin adımlarla yürümektir.

Bu plan çerçevesinde de, üreticinin girdisi, mazotu, elektriği, suni gübresi, gibi temel ihtiyaçlarının vergiden muaf tutulması ve ucuzlatılması gerekmektedir. Ayrıca bu işi profesyonelce yapanlar desteklenmelidir. Sokak arası bu işe soyunanlar ile profesyonel üreticiler bir tutulmamalı, ayırt edilmelidir. Hükümet edenlerin “üretim ve üretici” olayına yaklaşımı ve görüşleri sizce nasıldır?

Bir kere hükümet edenlerin görüşleri dengesiz, günü birlik, birbirini tutmayan açıklamalar ile günü kurtarmaktır. Bana göre bu konuda vizyon ve misyon sahibi değildirler. Bugüne dek, hiçbir zaman üreticinin menfaatlerini ön planda tutup da, ona göre hareket etmemişlerdir. Bu yüzdendir ki, her yıl üretim azalmakta ve üretici mevcut ürününü de çöpe atmak durumunda kalıyor. Tıpkı, bu sene narenciyede olduğu gibi.

KKTC’de yerli üretimin ve üreticinin desteklenmesini yeterli buluyor musunuz?

Yeterli bulmuyorsanız nedenlerini bize açıklar mısınız? Ciddi bir destek olmamakla birlikte, yapılan destek, hem bu işi profesyonel yapanlara, hem de sokak arası yapanlara eşit şekilde verilmektedir. Ve bu verilen destek, inanın aylık mazot paramızı karşılamıyor. Aslında, biz maddi destek istemiyoruz. Giderlerimiz daha ucuz olsun, bir de gerçek anlamda bilelim ki hükümet her koşulda arkamızda duracaktır, bu bizim için yeterli bir destektir. Üretim, paketleme, ulaşım, pazarlama, sunum, etiket, bunların hepsi bir bütün olmalı ve bir çerçeve dahilinde ele alınıp desteklenmelidir. Bizim hükümetten istediğimiz, tarladan tüketiciye ulaşıncaya kadar, adım adım denetim ile yol almamızdır. Hükümetin denetim konusunda üreticiye uyguladığı partizanca yaklaşımlar üreticiye de, üretime de destek değil, köstek olmaktadır.

Üretimde partizanlık olmamalıdır. Menfaatler olmamalıdır. Ürün miktarı ve ürün kalitesi temel alınmalıdır. İşin içine partizanlık girince ne kalite kalır, ne adalet kalır, ne hak kalır, ne de hukuk. Biz bunları yaşıyoruz. Sadece üretimde değil, ülkede her konuda bunlar yaşanmakta ve bu yüzden ülke bir kaosun içerisinde çalkalanıp durmaktadır. Bugün üretime hak edilen değer verilmiş olsa, bunun ekonomimize katkısı ne olurdu? KKTC ekonomisine en çok katkı sağlayan narenciye üretimi ve meyve-sebze üretimidir.

Ürünümüze sağlık belgesini biz KKTC olarak veremiyoruz. TC’ veriyor

Bakınız “Hal Yasası” geçtiği halde ortada bir “Hal” yoktur. Bu çok büyük bir sıkıntıdır. Bu yüzden malın iyisi otellere dağıtılır, kaçak yollardan güneye verilir ve vatandşa kalan da döküntüler olur. Hani insanımız hep kaliteli ürün yiyememekten ve pahalı oluşundan şikayet edip duruyor ya, esasında temel sorun buradan kaynaklanıyor. Yasa geçiyor ama bu yasaya uygun alan hazırlanmadığı gibi, uyulmuyor da. Bir diğer sorun, bizim bir Tarım politikamız yoktur. Başka bir sorundan da bahsedeyim size. Ürünümüze sağlık belgesini biz KKTC olarak veremiyoruz. Ürün TC’ye gidiyor, orada sağlık kontrolünden geçiyor ve bize sağlık belgesini TC veriyor. Bu nasıl bir düzendir? Böyle iş mi olur? Yani, beni Devlet yerine koymuyor ve benim sağlık belgeme kanat getirmiyorsun. Bana yavru muamelesi yapıyorsun.

Devletsek bağımlılıktan kurtulmalıyır

Bakınız, eğer biz bir Devlet isek, bu işlerin doğru düzgün yürütülmesi, doğru tarım politikası ile güçlü bir ekonomi yaratmak hiç de zor değildir. Önce bu yavru muamelesinden kurtulmamız gerekmektedir. Bu ülkenin ne yurt dışından gelen suya, ne yurt dışından gelecek olan elektriğe, ne de başka bir şeye ihtiyacı vardır. Asıl ihtiyacı olan yavruluktan kurtulmak ve siyasilerin karşı taraf nezdinde dik duruş sergilemesi şiddetle elzem olmuştur. Bağımlılıktan kurtulmak gerekir.

Tarım Bakanı Sayın Kelle zaman zaman bölgeye ziyaretlerde bulunup, siz üreticilerin sorunlarını dinliyor mu? Bu sorunlara yapıcı çözüm üretme gayreti gösteriyor mu? Zaman zaman ziyaretlerde bulunur. Ancak, sadece dinler, icraat yok. En son bana geldiğinde Azerbaycan’dan 1 milletvekili ve 1 de iş insanı getirmiş ve çalışmalarım hakkında bu kişilere bilgi vermemi istemişti. Ben olayı geniş tutup, bir brifing vermeye çalışınca da “kısa kes,, yemek davetimiz var, geöç kalmayalım” diye sözleri ağzıma tıkadı. Gerisini siz yorumlayın. Bölgede çalışan eleman konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz? Hayır yaşamıyorum. Benim çalışanlarımın %20’si yerlidir ve bu işe gönülden bağlıdırlar. Geri kalanı ise, LAÜ Tarım Bölümünde okuyan öğrencilerdir. Onlar burada bir nevi staj görüp profesyonelliğe ulaşıyorlar ve okul bitince çekip ülkelerine gidiyorlar. İçlerinde şu anda çok iyi yerlerde olanlar var. Bu beni fazlası ile gururlandırıyor. Lakin bize gereken profesyonel eleman, eğitim bitince memleketine dönüyor. Anlayacağınız, iş profesyonelliğe gelince ben ve oğullarım kalıyoruz. Onlara her türlü işi öğretmeye, üretim sevgisini aşılamaya çalışıyorum. Bu topraklar bizim, burada doğduk, burada büyüdük, burada ürettik, burada var olduk, burada da her türlü mücadeleye devam edeceğiz. Son söz olarak okuyuculara ne söylemek istersiniz? Toplum şu anda siyasi görüşünün karşılığını alır, emeğinin karşılığını değil. Emeğinizin karşılığını almak isterseniz, bu ülkede bir şeylerin değişmesini isterseniz, bu sistemin al aşağı olmasını isterseniz, adalet, hak, hukuk isterseniz, önce mücadeleye hazır olmalı, menfaatleri bir yere bırakmalı ve mücadele için adım atmalısınız. Herkesin kendisine sorması gereken soru şu ki, buna hazır mısınız? Hazır mıyız? Ben değil, Biz olmaya var mısınız? Ceynur Hanım, bana bu imkanı tanıdığınız için size çok teşekkür ediyorum. 

Fotoğrafı Aç

    En az 10 karakter gerekli


    HIZLI YORUM YAP
    300x250r
    300x250r