0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“Kıyamet günü çok yakın, Hz. İsa ikinci kez gelecek” diyordu. Ona inananlar ormanın derinliklerine çekildiler, amaçları karıncalar gibi çalışıp kurtuluşa ulaşmaktı. İşte ne olduysa o zaman oldu. Tarikatın kadınlarını zorla hamile bırakan, itaat etmeyenlere kan kusturan şarlatanın maskesi düştü. Kimsenin aklının ucundan dahi geçmeyecek işkence yöntemlerine başvuran sahte peygamber, kendi sonunu elleriyle yazdı.

Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Tarih, aşırı sapkın tarikatlara, sahte peygamberlere, dünyanın sonu geldiğinde müritlerini kurtarmayı vadeden liderlere tanıklık etti. Çoğu da kör inançları, dayatmaları, tüm dünyanın konuştuğu ahlâk dışı eylemleriyle ünlüydü, tıpkı Roch Thériault gibi. 1970’lerin başından 1980’li yılların sonlarına kadar kendi kurduğu ‘Ant Hill Kids’ tarikatının lideri olan Roch Thériault, takipçilerini cinsel saldırı, sakatlama ve cinayet de dahil olmak üzere sayısız eziyete sürükledi. Bu korkunç adamın ‘din’ kisvesi altında yaptıklarını dinleyenlerin ise ağzı açıkta kalıyordu.

EN BAŞINDAN BERİ HER ŞEY TUHAFTI

Roch Thériault, 16 Mayıs 1947 yılında Kanada’nın Quebec bölgesinde 7 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesinin Katolik olmasından ve dini yaşama biçiminden sürekli şikayet ediyordu. Ancak bu şikayeti ilerleyen yıllarda onu başka alternatifler bulmaya itti. Kendini fark etmeye başladığı ilk günden beri sıkıntıları olan, aşırı hareketleriyle dikkat çeken bir çocuktu. Thériault yaşamının ilerleyen yıllarında babası tarafından istismara uğradığını iddia etse de istismara dair hiçbir kanıt bulunamadı.

Thériault, sorunlu bir ilkokul süreci geçirdikten sonra küçük yaşlarda okulu bıraktı ve yaşamını ‘Eski Ahit’i incelemeye adadı. Ergenlik yıllarında ise 1979 yılında bir şey olacağına dair bir fikir geliştirdi. O güne kadar yaptığı araştırmalara ve kafasından atamadığı düşünceleri onu bir noktaya götürdü. İyi ile kötü güçler arasında kozmik bir çatışma yaşandığı için kıyametin dünyayı yok edeceğine körü körüne inanıyordu. Yıllar birbirini kovaladı, arkadaşlarına ve ailesine karşı şiddetle sonuçlanan saldırgan davranışlar sergiledi. Bu sorunlara bir de alkol bağımlılığı eklenmişti.

‘KARINCA YUVASINDA KARINCALAR GİBİ’

Thériault’un cephesinde işler giderek karıştı. Artık ne düşüncelerini ne de davranışlarını kontrol edebiliyordu. Ve sonunda ‘Moïse’ takma adını kullanarak kendisini peygamber ilan etti. 1977’de, Yedinci Gün Adventist Kilisesi’nin inançlarına dayanan ve bir kıyamet kültü olan ‘Ant Hill Kids’i kurdu. İnsanlığın ‘karınca yuvasındaki karıncalar gibi’ birlikte çalışması hayaline dayanarak tarikatına ‘The Ant Hill Kids’ adını verdi. Bu tarikat faaliyetlerini Quebec’in Somerville ilçesinde vahşi doğanın derinliklerinde yer alan uzak bir arazide sürdürmeye başladı.Kısa bir sürede kendisine inanan birçok kişiyi etrafında toplayan Roch Thériault, Ant Hill Kids’teki müritlerini hayatlarını bırakıp dini hareketine katılmaya, onları tüm mal varlığını satmaya, aile bağlarını koparmaya ve yanına taşınmaya ikna etti. Theriault’un asıl hedefi, insanların onun öğretilerini dinleyebileceği ve özgürce yaşayabileceği bir komün oluşturmaktı.

Dış dünyadan kişilere göre Roch Thériault ve topluluğu ormanın derinliklerinde yaşayan hippilerden oluşan bir gruptu ve oldukça zararsızlardı.

Thériault’un güçlü liderliği ve ikna kabiliyeti sayesinde müritler, Şubat 1979’da gerçekleşeceğine inandıkları yaklaşan kıyamete hazırlanmaya başladı. Liderleri dış dünyayla fazla temasa izin vermiyordu ancak yaşamlarını finanse etmek için ekmek, kek gibi ürünler yapıp satıyorlardı.

TÜM KADINLARI ZORLA HAMİLE BIRAKTI

İşler çığırından çıktı, Thériault sapkın yönünü daha fazla gizleyemiyordu. Grubundaki kadınlara onunla cinsel ilişkiye girmelerini emretti. Artık tarikatındaki tüm kadınlar karısıydı ve o, kadınların doğurduğu 26 çocuk da kendi çocuğuydu. Nereden bakılırsa bakılsın akıllara durgunluk veren bu olay sadece bir başlangıçtı.

Tarikat ilk kurulduğunda Quebec’in Somerville bölgesindeydi ancak sonra tarikatı daha güvenli bir bölge olan olan Burnt River’a taşıdı.

Bir şeylerin yolunda gitmediğini fark edenler ayrılmak istediklerini söylediklerinde olanlar oldu. Gruptan ayrılmaya çalışan herkes deri kemerle kırbaçlandı veya çekiçle dövüldü. Zaman geçtikçe Thériault’un istismarı giderek daha kötü ve hastalıklı hale geldi. Kendisine itaat etmeyen müritlerini balyozlarla kendi bacaklarını kırmaya, sıcak sobalara oturmaya, ölü fare ve kendi dışkılarını yemeye, küçük çocukları çivilerle ağaca asmaya, dahası birbirlerini vurmaya zorladı. Bu işkencelerin sonunda pes edenlerden ise bu kez sadakatlerini kanıtlamaları için birbirlerinin ayak parmaklarını kesmesini emretti. Theriault’un esareti altındaki yetişkin ve çocuklar için dişlerinin ve hatta uzuvların kesilmesi günlük yaşamın bir parçası haline gelmişti.

KENDİ KENDİNE CERRAHİ OPERASYON YAPTI

Thériault sınırlarını daha da genişletti. Fiziksel ve psikolojik eziyetleri yerini tehlikeli cerrahi operasyonlara bıraktı. Bir gün tarikat üyesi Solange Boilard mide rahatsızlığından şikayetçi olduktan sonra Thériault hiçbir tecrübesi ve yetkinliği olmadan buna ek olarak anestezi bile uygulamadan Boilard’ın karnını keserek açtı. Kadını öncesinde acı verici ve tehlikeli bir lavmana maruz bırakan Thériault, daha sonra çıplak elleriyle kadının bağırsaklarını hareket ettirmeye çalıştı. Bu olayın ardından Boilard hayatını kaybetti. Sahte peygamber, kıyametin 2023’ün şubat ayı sonlarında kopacağını ve Hz. İsa’nın geleceğini iddia ediyordu.

Aylar birbirini kovaladı. Ormanın derinliklerinde yaşayan bu tarikatın üyeleri artık Thériault’tan korkuyor, dahası onun sapkın eylemlerine katlanamıyordu. Yaklaşık 40 kişilik tarikatte kimi kurtuluşun mümkün olmadığını anladı ve kendi hayatını sonlardırdı kimi günlerce işkenceye maruz bırakıldı. Ancak bir gün cinsel organı yakılan, sekiz dişi çekilen ve göğüslerinin bir kısmı kesilen Gabrielle adında bir üye o işkence yuvasından kaçmayı başardı. Ancak dışarıda yaşayamayacağına karar vererek kısa süre sonra geri döndü. Döndüğünde Thériault’un emriyle parmaklarından biri kesildi ve ardından eli av bıçağıyla masaya sabitlendi. Hata yaptığını fark eden Gabrielle’in ikinci kez kaçmasının ardından artık yetkililer her şeyden haberdar oldu. 1989 yılında Thériault nihayet tutuklandı. Yalnızca Gabrielle’e yaptıkları için 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yetkililer soruşturmayı derinleştirdikçe cezası arttı da arttı. En son 1993 yılında Solange cinayetini kabul etti ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Thériault hapisteyken zorla hamile bıraktığı kadınlar dışarıda doğum yaptı ve o sırada 4 çocuğun daha babası oldu.

Takvimler 2010 yılını gösterdiğinde ise 67 yaşındayken hapishanedeki bir mahkum tarafından öldürüldü. Katil Matthew MacDonald, suçunu itiraf ederken ise ağzından şu cümleler döküldü: “Bu pislik artık yok. İşte bıçak, onu parçaladım.”