0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Sözlerime Allah kimseyi ne hekime, ne de hakime düşürmesin diyerek açmak istiyorum ve ilaveten Devlet Dairelerine de işiniz düşmesin diye temenni ediyorum. Devletin hastanesi artık yerli vatandaşın uğrak yeri olmaktan çıkmıştır. En ufak bir sağlık sorununda ya özel hastane veya klinikler tercihimiz olmuştur. Peki ama buralarda sağlık açısından denetim oluyor mu? Hijyene ne kadar önem veriliyor? Bunlar hep kafamda deli sorular. Çünkü pandemiden sonra sağlık sistemimiz iyice çökmüş, hepimizde sağlığa dair endişeler vardır.

Ve en önemlisi de, aşılar her ne kadar yan etkileri yok dendi ise de gerçek olan şudur ki, hepimizde bir iz bırakmış, bir yerlerimizde hasar yaratmıştır. Araştırmalarım sonucunda, kalp sorunu olanlarda aşılar bunu tetiklemiş ve kayıplar yaşanmıştır. Kısaca iç organlara verilen zarardan kurtulan pek olmamıştır. Ani ölümler de bu yüzdendir. Bir şekilde dışarıya vurulan etkiler arasında koku kaybı, sedef, ekzema, deri rahatsızlıkları (ki bunların tetikleyicisi grip aşılarıdır diye bilimsel olarak kanıtlanmıştır) kuru öksürük, baş ağrıları ve sinüzit sorunu baş göstermiştir. Tabi tüm bunları bir doktorun açıklamasını ya da itiraf etmesini beklemeyiniz. Kendinize bir test yapıp, aşılardan önce ve sonra diye kendinizi bir elekten geçirirseniz, bir şeylerin farklı olduğunu bulacaksınızdır mutlaka!!! Gelelim özel hastanelere, buralar kimler tarafından denetlenmektedir?

Mesela geçenlerde birisini çalışma izni için özel bir hastaneye götürmüştüm. İğne atsanız yere düşmez, kimin ne iş yaptığı belli değil, devlet hastanesinden hiç farkı yok ve sorumlular da maske takmıyordu. En azından oraya yüzlerce insan girip çıkıyor, kendileri maske takmayı ihmal etmemelidirler diye düşünmekteyim. Daha sonraki günlerde, annemi rutin genel tetkikler için Girne’de özel bir hastaneye götürdüm. İsim belirtmiyorum, reklama girmesin diye. Lakin merak edenler özelden ulaşıp sorabilir.

Hastanenin hijyenine, ileri teknolojik aletlerine, hastaya ilgiye ve sistemin saat gibi çalışmasına hayran kaldım ve işte bu dedim. Parayı veriyorsunuz ama hizmeti ve ilgiyi de tam alıyorsunuz. Gelelim özel kliniklere, yakın çevremde bir klinik var ki, daha içeri girer girmez ayağınızı sileceğiniz paspastan bu kliniğe notunuzu verirsiniz. Temizlik yok. Olmadığını zaten camlarından, balkonlarından, bahçesindeki otların insan boyunu geçmiş olmasından anlarsınız.

Dış görünüşü böyle olan bir kliniğin içte ne kadar hijyen olduğu çok düşündürücü bir durum. Sonra aklıma sürekli gittiğim diş kliniği geldi. Daha kapıdan içeri girer girmez galoş giymek zorundasınız. Dişçi sandalyesine oturmadan önce görevli hemşire ilk önce gözünüzün önünde etrafa gerekli hijyen ilaçlamasını yapıyor. Klima olması gereken ısıda veya serinleticide sürekli çalışıyor. Tabiri yerinde ise bastığınız yerde yüzünüzü ayna misali görebilirsiniz.

Yani daha kapıdan girer girmez hijen size rahatlık sağlıyor. Kısaca, iyi bir doktor olmanız yanında kliniğinizin temizliği de sizin açınızdan çok önemli. Bu şekilde kaç tane klinik var bilemiyorum ama ben bildiklerimi size aktardım. Ve düşünüyorum da bu gibi yerler yılda kaç kez denetlenir? Yılda bir kez bile denetlenseydi, bugün alkol şişeleri sıradan şişelerde veya pet şişelerde kullanıma sunulmazdı.

Ve ne acıdır ki, birkaç gün önce poliklinikte anneme iğne vurdurmak için gittiğimde halen daha sıradan bir şişede üzerinde tükenmez ile yazılmış “alkol” yazısı vardı. Devletin her bir birimi olmakla birlikte, özelde sıkı bir denetim, sistem, ceza uygulamalarının olmayışı memleketi zaten her geçen gün aşağıya çekmektedir. Ahh ki ne ahh!

VESSELAM