YAŞANMIŞLIKLARIMDAN TRAFİK MAGANDALARI
Günün her anında sokaklarımızdaki trafik keşmekeşi bitmek bilmeyen çile haline geldi. Trafikte kimsenin kimseye saygısı kalmadı. Şehir magandaları trafikte inanılmaz trafik ihlali ile sokaklarda seyretmeye, yetmezmiş gibi de camdan yarı beline kadar çıkarak küfür ve el-kol hareketileri ile ortalığı birbirine katmaya başladı. Hele büyük ve pahalı araç kullananlar kendilerini yolların efendisi sanmakta, aşırı süratte ve kural tanımamada bir numara oldular.
Sanırım kişiler altlarındaki pahalı ve lüks araba kullanmayı çok mühim bir şey olarak algılamaktadırlar. Oysa, kişinin kalitesi altınızda kullandığınız lüks araçlarla değil, görgü ve saygı ile belli olur. Yani, yüzsüzlük ve görgüsüzlük had safhada. Geçtiğimiz günlerde bir restoranın park yerinde park yeri bulmaya çalışırken oto park görevlisi bana aracımı park etmem için yer gösterdi. Ben oraya park etmeye çalışırken oto park içerisine şu arkası açık jeep modeli araçlardan bir tane jet hızı ile girip, orta yere park etti ve içerisinden 3 adet "hanzo" çıktı. Otopark görevlisi bu şekilde park yapmanın uygunsuz olduğunu söylemeye çalışırken, adamlardan bir tanesi onu eli ile tersleyerek hiç aldırış etmeden yürüyüp gittiler.
O esnada ben de arkacımı park etmeyi bıraktım, olanları izliyordum. Bu tiplere “Hanzo” diyorum. Boyları 1.90 ‘a yakın, kiloları aşağı yukarı 130-140 civarı ve çenelerinden aşağıya doğru uzanan sakallar, kollar iki yanda açık yürüyerek, kaba-saba görüntüleri ile davranışları bu benzetmeyi fazlası ile hak ediyordu. Bunları görünce park etmekten vaz geçtim ve oradan ayrıldım. Birkaç gün sonra kardeşimi ziyaret etmekten dönerken ara mahallelerdeki kenara park etmiş araçlar yüzünden yine bir tatsızlık yaşadım. Benim tarafımdaki şerit açık iken, karşıdan gelenin hizasında yol kenarına park edilmiş araçlar vardı. Adam adeta üzerime sürerek, beni köşeye sıkıştırmaya çalıştı.
Son model Ranger Rover sürmenin verdiği hava ile yollarda ne varsa ezip geçmeyi kendine hak gören bir sürücü daha!!! Bir başka gün güneyden kuzeye geçerken Metehan çemberinde trafiğe takıldım. Tam da dairelerin çıkış saatine denk gelmiştim. Çemberin rahatlamasını ve kurallara uygun olarak hareket etmeyi beklerken, arkamdaki araç sürekli korna çalmaya başladı. Dikiz aynasından kime çaldığına bakmak için başımı kaldırdığımda, bana el kol hareketi yaparak “öne atıl” işareti yapıyordu. Hiç oralı olmadım, çünkü bu şekilde bir davranış bana göre değildi. Yol hakkım doğduğu zaman zaten geçecektim. Korna ve işaretle kalmayan adam, araçtan yarı beline kadar çıkarak “beee atıl be önüne, kes yolunu da çık geç” diye bağırmaz mı, pes artık dedirtti.
Ama verebileceğim en güzel cevap görmezden gelmek ve sessiz kalmaktı, öyle de yaptım. Az sonra bana yol veren bir vatandaş sayesinde trafiğe karıştım ve yoluma devam ettim. Diyeceğim o ki, yola çıkanlara Allah sabır versin ve selametle yolculuklarında varmak istedikleri yere varsınlar. Şehrin dört bir yanı magandalar, asabi insanlar ve dehşet saçan trafik canavarları doldu. Ha bir de şu gemi gibi büyük araç sahibi olup da trafikte kendini yolların hakimi sananlara buradan bir dip not ileteyim, sürdüğünüz araba ile değil, karakter ile insan olur, insan yerine konarsınız.
Vesselam.