GÜVEN OZON TABAKASINDAN YERLERDE SÜRÜNÜYOR İSTİKRAR ALLAH’A EMANET
Memlekette sistemsizlik sistem oldu. Sistemsizlik içerisine yaşananlar halka ‘’İstikrar’ olarak yutturulmaya çalışılıyor. Rüşvet, hırsızlık Ye Yememin Cumhuriyetinin en çok rağbet gören restoranında çukur tabaklar hınca hınç doldurulurken, Başbakan ‘İstikrar’ devam edecek diyor. Ayşe genaplam, olmayan ön dişlerinin boşluğunu saklayarak kahkaha atarken, bizim Ceynur Pehlivan’a, neyin ‘İstikrarı’ be Ceynur, hırsızlık, rüşvet, bazı bakan, milletvekili, üst düzey bürokratın alagirli işlerin devam istikrarı mı? Diye soruyor.
YENİDOĞAN ÇETESİNDEN NE FARKI VAR
Bakın Kamu tepeden tırnağa dökülüyor. Biz Türkiye’de yaşanan Yenidoğan çetesinin bebek katliamında birbirlerine ‘Bebeği Öldür’’ devletten para alırız demesi sonrasında bebeklere kıydıklarına sinir olurken, bizde de benzer olayların yaşanması sonrasında bir bebeğin ölmesine diğer bebeklerin ölümün kıyısından dönmesi sonrasında ‘Öfke Krizi’ yaşadık. Yapılan açıklamada telafi yapılacak deniyor. Aaa benim beyazlanan saçlarına siyah boya sürüp genç görünme sevdalılarım. A benim bir meclis başkanını seçememe özürlülerim. A benim analarının kuzusu emir erlerim. A benim ‘Mantin’ kesme hastalarım. Çocuk bu çocuk. Anne ve babanın göz nuru, gözünden bile sakındığı canı. Telafi edeceğiz derken henüz 6 aylık kınası bile yapılmayan, 20 günlük Mihrimahcığın hayatını geri mi Vereceksiniz? Bakın Növber Teyze sizin için ne diyor. Be efendiler yaptıklarınıza bakarken küfür cümlelerimizi kalın zincirlerle iki kat bağlamıştık. Ama bakıyorum kalın zincirlerin kilidi ile oynuyorsunuz. Kilitlerin açılmasına az kaldı. Açılırsa yandı gülüm keten helva siz ‘Siyasi Mevta’ mezarlığına biz selamet.
HOR GÖRDÜĞÜMÜZ GÜNEY’DE BUNLARIN BİNDE BİRİ BİLE YAPILMAZ
Evet kamu dökülüyor demiştik. Bir yakınımın tetkikleri için Güney’deki Makarios Hastanesine gitmiştim. Böbreklerinden tahlil için parçacıklar almışlar saatte öğlen 12.00 olmuştu. Doktor hanım saat 12.00 oldu biz artık ne zaman gelelim diye sormuştum. Doktor hanım yüzüme şaşkın şaşkın bakarken ben yukarıya yemek yemeye gidiyorum. Yarım saatlik yemek saatim sona erince geleceğim. Ben devletin doktoruyum ve öğleden sonra mesai bitimine kadar buradayım. Bekleyin demişti. Bukez ben şaşırdım. Yani kliniğiniz yokmu? Oraya gitmeyecekmisiniz diye sordum. Bakın Griye Taner biz devlet hastanesinin doktoruyuz. Özel klinik açmak bize yasak, tetkikleri yapıp sizin Devlet hastanenize göndereceğiz demişti.
DEVLETTE ÇALIŞAN CAN ÖZELDE ÇALIŞAN PATLIACAN
Bizde Hastane doktorları özel klinik açar. Yetmez Yakın Doğu, Kolon, Yaşam Hastanesi gibi Özel hastanelerde ameliyatlara da gidip oradan ‘Sipaliyi’’ (Para) cepceğizciklerine fora ederler. O da yetmez devlet hastaneleri potansiyel hastaya sahip, hergün onlarca hastanın başvurusu var. Orada bir hastaya bakarken, bak yoğunluk var. Daha rahat bakmam için birde gel sana klinikte bakalım şansına sahipsiniz. Peki bu olanaklara sahip olmayan özel klinik sahibi doktorlara haksızlık yapılmıyormu? Yahu hastane doktorlarının yumurtası çift sarılımı diyerek eleştiride bulunanlara bazı efendiler nasırına basılmış gibi avazı çıktığı kadar bağırırken, Sevgili yapan ve Prens Harry’ye gelin gitmiş veya Kraliçe Elizabet’e damat olmuş erkek gibi bir tripki sormayın. Herkesi silmeler, eleştiri yapanlara badana boyası ile fırçalamalar sormayın gitsin.
BİZE KAMBUR DİYENE BAK
Kamu dökülüyor demiştik. Filanın yakını, falan partinin MYK’üyesi, filanın kayınçosu, falancanın baldızının oğlu olarak önden çekmeli, arkadan itmeli takviye kuvvet kullanarak istihdam edilenlerin burunlarından kıl aldırmayanlar gittiğiniz dairede yüzünüze bile bakmaz. Everest dağını ben yarattım havalarında olanlar, bugün git yarın gel modundan bir türlü çıkamamanın sıkıntısını halk yaşatmanın keyfini çıkartıyor. Peki FIR hattından geçen uçaklardan alınan 1 trilyon Euro (Bazı gazeteciler bunu 5 trilyon olduğunu öne sürüyor) KKTC Merkez Bankası’nda mevduatlardan kesilen munzam komisyonlukların oluşturduğu 60-70 Milyar ile Mevduatların toplamının oluşturduğu hafızam beni yanıltmıyorsa 120 Milyar civarında liranın Türkiye Merkez Bankasında değerlendirilmesine ilaveten Eski Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel’in TBMM’de yaptığı bir konuşmada efendiler biz Kıbrıs’a 1 koyup 5 alıyoruz demesine rağmen KKTC’yi kambur olarak nitelendiren aklı evvel siyasilerimizin yönetiminde Transatlantiği ‘Mercan Kayalarına’ bindirdik.
İŞ ADAMLARI BİLE KIRMIZI KART GÖSTERTTİ
İş adamlarının, sendikaların, toplumun mihenk taşı öğretmenlerin ve emeklinin bile istemediği bu iktidar, yapmakla zorunlu işler dışında yapmaması gereken, çocukların ölümüne neden oldu. Turistik T ve T izinleri golifa gibi dağıttı. Bu iktidarın görev yaptığı sürede bazı bakanlar yap sat işleri yapan şirketler ile kol kola girdi. Bazı bakanların Meclise uç urup pantolon ile geldiğini gördük. Bazılarının bir Milyon beş yüz bin dolarlık ihaleyi o dairenin müdürüne sen 3 milyon dolar olarak ihaleye çık üstünü bize ver iddiaları ile tanıştık. (Yakında belgeler ile bunu açıklayacağız) Yaptığı skandal ayyuka çıkan bazı bakanlar parti içi görevlerini sürdürdü. Yaptıkları açıklamalara bakanlar onları sütten çıkmış ak kaşık sanıyor. Bizde bu açıklamaları yeriz sanıyorlar. Geçtim, içinde halka davranış bozukluğu olan az sayıdaki ısırgan otlarını saymazsak Kamunun en iyisi Polis Teşkilatıdır. Cöş, Narkotik, trafik ve halkın doğru bilgi alması ve bilgilendirilmesi için elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışan Polis Basın Müdürlüğü dökülen Kamunun yüz akı olmaya devan ediyor
GÜVEN OZON TABAKASINDAN YERE DÜŞTÜ İSTİKRAR ALLAH’A EMANET
Sadede gelirsem yıllardır sistemsizliğin içinde kimsenin güvenemeyeceği bir duruma sokulmuş ve sağlıksız bir şekilde yoluna devam eden Kamudaki birçok kuruma kimsenin güveni kalmadı. Güven, Ozon Tabakasından yere düşerken laf ebeliği ve inandırıcılık yerlerde sürünüyor. Haaaa istikrar derseniz Allah’a emanet. Tekerleği ekris yapmış. Aksona gardasını bir vida tutan. Makinesi mangos ettiği için rayma isteyen ‘Çıkrık ‘ konumuna sokulan tomofilin ebiskeviye (servis) ihtiyacı var. Bunu yapacak olanlar ‘Kambur ‘ siyaseti güdenler dışındaki ehil ustalardır. Ayşaba pencereden ses atarak ‘Yolcudur Abbas bağlasan durmaz, Hadde niş anca gidersiniz diyor
FIKRA
Acıkmış olarak eve dönen Mehmet annesine,
"Akşama ne var?" diye sorunca, annesi;
"Saymakla bitmez oğlum" dedi. Mehmet;
"Güzel, nelermiş bunlar?" deyince, annesi gülümseyerek,
"Pirinç pilavı!" dedi.