NE SEÇİM AMA HA FASULYENİN YAHNİSİ GİTTİ GELDİ AYNİSİ

Günlerdir süren Meclis Başkanlığı seçimi bir sürü olay ve tantanadan sonra yine sağlıksız bir şekilde Başkanını seçti. Şaibelerin, usulsüzlüklerin üzerine yaka gibi yapıştığı insanlar Mecliste toplumu temsil ediyor ve bu temsiliyetin gereği yeni Başkan seçmeye kalkıyorsa olan onca yalan-dolana ve hileye şaşmamak gerekir. Ve yine şaşırmamalıyız ki yeni seçilen çiçeği burnunda Başkan, ki ben bu ünvanı hiç yakıştıramadım, ayni zamanda da şaşırmadım, hakkında onca şaibe var iken gelip de bu makama oturtuluyorsa kapatın bu dükkanın kapısını, herkes evine gitsin.

Muhalefet de hiç bu saatten sonra ses çıkarmayıp, kuyruğunu kıstırdığı yerden çıkarmasın. Böylesi rezaletlerin olmasına zerre müsamaha gösterilmeyecek “yüce” bir makam olan Mecliste tüm bu olanlar “Adalet, Yargı, Hukuk” mercilerinin de artık zapt edildiğini göstermektedir. Gizlilik içerisinde yapılacak oylamanın da Başbakanın oyları görebileceği şekilde mühür basmak ve oylama yapmak ise tam bir rezalettir. Ama kabahat sadece bunlarda değil ki!!! Baktılar ki toplum sinmiş, ses çıkarmıyor, pahalılık toplumun anasını ağlattı, o zaman toplumun boğazına takılan ilmeği biraz daha sıkınız düşüncesi ile dört bir yandan her türlü usulsüzlük ve yolsuzluk girişimleri sorunsuz yolunda ilerlemektedir.

Arsız yüzsüz olunca ortaya çıkan manzarada tam da bizim ülkenin hali örnek gösterilebiliyor. Ne kadar yazıp çizsek de, sokaklara dökülmeyi, bir mücadele kıvılcımı alevlemeyi başaramazsak yaşadıklarımız bize müstehaktır demekten kendimi alamıyorum. Ama dedim ya toplum artık geçim derdinden, bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesinden ve en ufacık menfaatini dahi yitirmekten o kadar korkup sinmiştir ki, durum bu yönden de vahimdir. Toplum toplum diyorum da, bunun içinde kaç tane türkçe konuşan Kıbrıslı kaldık, orası da başka bir sorun zaten.

Cehaletin ağır bastığı, adaletin sırra kadem bastığı, hak ve hukukun bilinmeze yol aldığı, zalimlerin, hırsızların ve soytarıların memleketi çalıp çırparak, toprağı satarak, bayrak ve vatan aşkı ile tutuşuyorlar diye şov yaparak, cennet ülkeyi cehennem arenasına çevirdikleri, din kisvesi adı altında yozlaşmayı yaymaya çalıştıkları ve ahlak kurallarının dibe çökmekte olduğu bir ortam yaratarak, bizleri bu ortama mahkum etmeye devam edecekleri aşikardır. Bu yüzden toplum halen uyuduğu uykudan uyanamıyor ise Mecliste her türlü “illegal” olayların olması normalleşmiş demektir. Uzun lafın kısası purocu gitti, sigortacı geldi. Bu da, “memleketi sigorta ettim” diyerekten aleve verse, dönüp üstüne para da istese hiç şaşırmam artık. Neyse diyerek bunu da geçelim….. Vesselam.