0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Belirli bir toprak parçası üzerinde yaşayan insan topluluğunun üstün irade çerçevesinde örgütlenmesine Devlet olmak denmektedir. Devletin temel amacı ise, bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refahını, huzurunu ve güvenini sağlamaktır. Devletin görevleri arasında ise şu gibi ödev ve sorumluluklar vardır:

Ekonomik kalkınmayı sağlamak, haberleşmeyi sağlamak, turizmi geliştirmek, din ve vicdan hürriyetini sağlamak, sosyal olarak her türlü gelişmeyi sağlamak, kişilerin mülkiyet hakkını korumak, toplumda adaleti sağlamak ve her türlü adaletsizliğin önüne geçmek, vatandaşlarının ekonomik olarak kalkınmasını sağlamak, ülkenin bölünmez bütünlüğünü sağlamak, temel hak ve hürriyeti sağlamak gibi maddeler , Devlet olmanın yükümlülükleri arasında yer almaktadır.

Bununla birlikte hükümet eden Devlet adamlarının da, bu görev ve sorumlulukları yerine getirme zorunluluğu vardır. Bu yukarıda saymış olduğum temel maddeler üzerinde sürekli olarak çalışmalı, plan-proje üretmeli ve Devleti bulunduğu noktadan çok daha ileriye taşırken, toplumunu da ayni şekilde refah seviyesi yüksek, güvenli bir yaşam kalitesine ulaştırmak zorundadır. Toprak bütünlüğünü korumak ise en başta gelen sorumluluklarındandır. Şimdi bu maddeleri yazdıktan sonra gelin bizim yüce Devlete ve yüce Devletin makam sahiplerine de bir göz atalım!!!! Devlet “miş” gibi olmaktan öteye maalesef geçemedik, geçiremediler.

Toplumun alım gücü her geçen gün düşmekte, ülkede can ve mal güvenliği yok, iletişim odadan odaya bile zar-zor, alt yapı yetersizliği her sektörde kendini gün be gün ayan beyan eder oldu. Eğitim derseniz ortada dolaşan sahte diplomalar sayesinde seviye ve kalitesini göstermiş oldu. Enerji konusunda yıllardan beri süregelen sorunlar giderek daha ileri bir boyuta geçti. Çevreci olmaktan çıktık, yakıp, yıkan ve yok eden bir düzenin içerisinde var olmaya çalışıyoruz. Hiçbir konuda öngörü yok, plan-proje yok, ala guduru yol alıyoruz.

Ama sorsanız hepsi aslan gibi kükrüyorlar da fare olmaktan öteye geçemediler. Yani, Devlet var “mış” gibi, Devlet adamları da “yetersiz bakiye” misali bir durum bizdeki “Devlet” işleri ve “Devlet” olma hali !!!!! “Devlet” görmek istiyorsanız, ilk önce tanımından yola çıkarak Dünya ülkelerine bir bakacaksınız. Bir İsviçre, bir Hollanda, bir Norveç olabilmek var iken, biz olsak olsak kabile oluruz diyeceğim de kabilelerde bile belli bir yaşam standartı, kuralları ve kabile üyeleri arasında yardımlaşma, dayanışma ile paylaşma vardır. Toprak, kabileler için çok kıymetli olurken, yabancılara kendi içlerinde yer yoktur. Biz ise sorma gir hanı olduk, 72 milletten insana ev sahipliği yaparız, toprağı yabancıya satarak toprak bütünlüğünü zaten çiğneyip geçtik. Yani isim konulacak olsa uygun bir kriter de bulup konması mümkün olmayacak şu Devlet denilen yapıya!!!! “Mış” gibi işte!!!!

Vesselam