TOPLUM OLARAK BENCİLLİKTE TAVAN YAPTIK BİR DE MECLİSE GÜLERİZ

Toplumlar, kendi geleceğini belirleyen bir grup insan topluluğudur. Toplumlar hem ülke, hem de kendi kaderlerini, seçimleri ile belirleyen insan topluluğudur. Ve yine toplumlar, birlik-beraberlik ilkesini yakaladıkları müddetçe, ülkede yaşam standartlarını yukarı çekme olanağına sahiptirler. Kısaca, Toplumlar kendilerine sunulacak imkanların sağlayıcısıdırlar. Bakınız ülkemizdeki “Toplum Kitlesine” veya “Birlik-Beraberlik” ilkesine, hiç kalmadı.

Çünkü, herkes birileriyle yarış halindedir. Herkes kendi menfaatleri için koşuşturan, kendi önceliklerini yerine getiren, yardımlaşmayı unutan, kendi bencilliğinin esiri bireyler olup çıkmıştır. İş laf ebeliğine gelince üstümüze yok, ama bencilliğimizden de ödün vermeyiz. Hep bir ilgi odağı olma yarışı, hep bir gösteriş budalalığı, toplum olarak dört bir yanımızı sarmış ve biz gerçekte kim olduğumuzu , kişiliğimizi, karakter yapımızı rafa kaldırıp, güncel yaşamın içinde birileri ile yarış eder hale dönüştük.

Neden mi? Çünkü, “çıkar dünyası” dedikleri terimin içine dalıverdik. Kendimiz olmaktan vaz geçtik. “Nasılsın” diyen, derdinizi dinleyen kaç tane arkadaşınız var etrafınızda? Gerçek dost diyebileceğiniz kaç tane yanınızda duran içten ve samimi insanlar var hayatınızda? Eminim bir elin parmaklarının sayısını geçmez. Ruhsal olarak çöküntüye uğramış bir toplum olup çıktık. Ülkede yaşanan tüm sıkıntılar günlük hayatımıza yer ederken, bizleri de karakter yapısı olarak (zayıf insanları) etkiledi ve değişime uğradık. Bu değişim bizleri, umursamaz, vurdumduymaz, her şeyi boş veren, düşünmeden hareket eden, nezaketten uzak bir yapıya dönüştürdü.

Yani etrafımız pozitif insandan çok, negatif enerji yüklü insan kitlesi ile dolup taştı. Ve bu durum her geçen gün giderek artmaktadır. Trafiğe bir bakın, sürücülerin birbirine saygısı kalmadı, sürat tutku haline dönüştü, marka araba ve gösteriş budalalığı, bu gibi insanları yolların hakimi kıldı. Zihniyet bu yönde. Otoparklara bir bakın, düzen diye bir şey kalmadı. Herkes kendine göre gelişi güzel park eder oldu. Başkalarının da park edebileceği düşünülmeden orta çizgiye park edenler mi istersiniz, sorumsuzca gelip arkanıza araç bırakanlar mı istersiniz? Her şey düşünce yapısında biter.

Ve çok acı bir gerçek ki, etrafımı gözlemlediğim zaman, analiz yaptığım zaman toplum olarak bencillikte tavan yaptığımızı net görebiliyorum. Utanmadan bir de meclistekilere gülüp alay ediyoruz. Oysa insan ilk önce aynada kendisiyle yüzleşmeli, kendisine “ne kadar doğru” olduğunun yanıtını sorup, cevaplayabilmelidir. Ama çoğumuzun aynalarla hesaplaşacak kadar barışık olmadığını da biliyorum. Bu yüzdendir ki “Toplum” olarak çöküntü yaşadığımız, birlik olamadığımız, menfaatlerimizin dörtnala koştuğu, acıyı ortaklaşa göğüsleyemediğimiz bir sürecin içerisinde, yok olma yolunda cebelleşip duruyoruz!!!!

Vesselam