ÜNAL #ÜSTEL: “NALBANTOĞLU’NU 5 YILDIZLI OTEL HALİNE GETİRECEĞİZ,”ÇOK DUYUN HİÇ İNANMAYIN, SİZDEN GELEN MEKTUPLARDAN SADECE BİR TANESİ

Sağlık konularına sık sık değindiğimi, her fırsatta sağlık hizmetlerinin çöktüğünü dile getirmişimdir. Ve yine her fırsatta, #Üstel’in sadece süslü cümlelerle edebiyat yaptığını da söylüyorum ve bu konuda da iddia ediyorum, sadece laf ebeliği yaparak Nalbantoğlu’nu 5 yıldızlı otel haline getireceğini söylüyor. Dedim ya, siz çok duyun ama hiç inanmayın. Daha birkaç gün önce hasta ziyaretine gittiğimde koridorlarda hamam böcekleri cirit atıyordu. Devletin hastanesinde hijyene verilen önemi siz takdir edin artık.

Sadece sağlık hizmetleri değil, her sektör artık döküm saçım. Her Devlet kurumunda yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvet almış başını gidiyor. Tutuklamalar oluyor ve görevden alma bir hafta sonra gerçekleşiyor. Neden mi? Çünkü Üstel makamında oturmuyor, günlük imzalaması gereken yazılar, evraklar hiç umurunda değil, “boş verin yazıları, evrakları, imzaları, kurultay çok daha önemli” diyerek, bir de sert çıkışıyor imza isteyenlere. Durum tam da bu şekilde!!!

Dingili kopmuş bir memleket, tüm gerçekleri görüp biliyorlar ama tek dertleri bir sonraki seçimlerde yerlerini sağlamlaştırmak. Yeri gelmişken bir kez daha tekrar edeyim, unutmayınız “tahtına mühür vurduklarınız, bahtınızı karartmakla kalmıyor, geleceğinizi çalıyor!!! Velhasıl geçtiğimiz günlerde bir okuyucum bana kısa bir mektup yazarak yaşadıklarını dile getirdi. Ben de ona bu mektubunu ismini deşifre etmeden yayınlayacağıma dair söz verdim.

"Günaydın Ceynur Hanım dün Burhan Nalbantoglu Hastahanesi' ne kan tahlilleri mi yaptırmak için gittim. Bana hastahane tarafından verilen randevu 9. 30 idi. Ben 8. 30 itibarı ile hastahaneye gittiğim zaman, gözlerime inanamadım!! Acaba yanlış yerime mı geldim dedim kendi kendime!! Rus'undan Afrika'lısına İran'lısından Türkiye'lisine en az 1300 kişi vardı. Benim ismim randevu listesinde yokmuş. Benim gibi 2 kişinin daha!! Saat 10.10'da kayıt oldum. Devlet halktan niçin vergi toplar? Sonra ilaç yokmuş, aletler arıza yapmış.....orada bağıra bağıra hükümet yetkililerine teşekkür ettim. Bu konuya da yazılarınızda değinirseniz sevinirim, teşekkür ederim."

Okuduğunuz gibi yine daha önceki yazılarımda da sizlere bu konulardan bahsetmiştim. Artık Devletin hastanesi kendi yurttaşlarına hizmet veremiyor. İlacı yok, cihazları ya bozuk ya tamirde, sizi özle hastanelere yönlendiriyor. İnsan canının zerre değeri olmayan bir ülke olup çıktık. Dahası, camlarda arapça yazıların da olduğunu önceden yazmıştım.

Şimdi ben #Ünal efendiye buradan soruyorum, 5 yıldızlı otelden kastınız bu kadar çok yabancı uyruklunun hastaneden hizmet alması mı? Yoksa konfordan bahsederken, kırık dökük hasta yataklarının koridorlardan kaldırılacağını mı ima ediyorsunuz? Ya da yemek ihalesinin daha özenli olup, yine ihale neticesinde birilerinin köşe olmasına sağlayacağınız imkanı mı dile getiriyorsunuz? Yoksa hemşire yetersizliği yüzünden daha çok yabancı uyruklu bakıcı getirilmesine imkan sağlayıp, yeni sermaye patronları yaratacağınızı mı kastediyorsunuz?

Ya da artık özel kliniklere sevk konusunu gözden geçirip, hastanenin her türlü hizmet için hazır hale getirileceğinden mi bahsediyorsunuz? Asıl mesele, siz göz ameliyatınızı neden bizim hastanemizde olmayıp, yurt dışını tercih etmiştiniz? Yoksa sizin doğuştan gözleriniz altından mı ki, da toplumdan farkınız var ve gidip yurt dışında tedavi olup faturasını da devlete yazdırdınız? Ha, sorarım size bir tekine bile cevap verseniz tüm dürüst ve açık yürekliliğinizle, öpüp alnıma koyacağım da!!!! Nerde sizde o yürek, o cesaret, o doğruluk ve dürüstlük!!! Geçin bu hikayeleri artık, toplum olarak canımıza okudunuz ve halen daha caka satarsınız!!!

Vesselam.