Ayşe Ateş’ten çok konuşulacak Cumhur İttifakı itirafı

Ankara’da suikast sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları eski Genle Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, 1 Temmuz’da görülecek dava öncesinde yeni bir açıklama yaptı.

Ankara’da suikast sonucu hayatını kaybeden Ülkü Ocakları eski Genle Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, 1 Temmuz’da görülecek dava öncesinde yeni bir açıklama yaptı.

Eşinin öldürülmesinin ardından katil zanlılarının bulunması için her gün sesini duyurmaya çalışan Ayşe Ateş, partilerin genel başkanlarını tek tek ziyaret etti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Ateş, kendisi için de ölüm planları yapıldığını iddia etmişti.

Daha önce partilerin liderleriyle görüşen, son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelen Ayşe Ateş, “Allah, adaletin yanında olanları muvaffak etsin” diyerek davaya 2 gün kala dikkat çeken bir açıklama yaptı.

Ateş, sosyal medya hesabından şunları söyledi:

Kamuoyuna, Sinan Ateş’in ailesinin, arkadaşlarının ve sevenlerinin bu siyasi cinayetin bütün karanlık yönlerinin aydınlatılmasını istemesinin belirli çevrelerce Cumhur İttifakı’na karşı yapılan bir saldırı olarak öne sürüldüğünü ve bu yönde bir kamuoyu oluşturma çabasına girişildiğini dehşet içinde izliyoruz.

Bu çevrelerin Sayın Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde grup toplantısında yapmış olduğu konuşmayı keyfî bir değerlendirmeye tabi tutarak istedikleri mecraya çekip Sinan Ateş suikastine dair inkâr ve iftiralarına meşru bir zemin oluşturmaya çalıştıklarını hayret ve şaşkınlık içinde müşahede ediyoruz.

Bu kapsamda bu çevrelerce işaret edilen kişilerin, grupların ya da örgütlerin Sinan Ateş suikastinin aydınlanması yönünde verdiği demeçlerin, yaptığı paylaşımların, açtığı yayınların bizi bağlayan bir yanının da yönünün de olmadığının kamuoyu tarafından bilinmesini isteriz. Bu siyasi cinayet üzerinden yürütülen karşılıklı hesaplaşmaların önü de sonu da bizi ilgilendirmemektedir. Bizim sorumluluk sahamız kendi yürüttüğümüz mücadele alanı ile sınırlıdır. Adalet arayışımızın bu çekişmelere malzeme edilmemesi en büyük temennimizdir.

Ayrıca, tarafımızca yürütülen tabii ve hukuki adalet arayışının Cumhur İttifakı’na karşı bir saldırı olduğunu iddia eden çevreler bu siyasi cinayetin önünde ve arkasında her kim varsa ortaya çıkarılmasının Cumhur İttifakı’na nasıl bir zarar vereceği hususunu sebep-sonuç ilişkisi içerisinde açıklayarak kamuoyunun merakını gidermekle mükelleftir. Çünkü bizim talebimiz, Başkent'in göbeğinde güpegündüz işlenen bu siyasi cinayetin bütün karanlık yönlerinin aydınlatılmasıdır.

Bu vesileyle hiç kimsenin adalet mücadelemizi lekelemesine, sulandırmasına; berrak suyu bulandırmasına müsaade etmeyeceğimizi kamuoyuna ilan ederiz.

Biz buradayız ve tekrar ediyoruz: Hakk da yanımızda, hakikat de! Alnımız ak, yüzümüz pak! Kefilimiz tertemiz mazi, hedefimiz adaletin tecelli ettiği bir ati! Bu yüzden 1 Temmuz günü Sincan’dan her zamankinden daha yüksek sesle “Adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun!” diye haykıracağız. Unutulmasın ki bu sürecin sonunda ya bir doğum mucizesine ya da bir defin törenine şahit olacağız.