MALTA – SİCİLYA GEZİMİZDE GÖZLEMLEDİKLERİM

Hiç aklıma gelmezdi bir gün “memleketim gibisi yok” diyeceğim. Bu seyahat bana bu cümleyi kurdurdu. Evet, yanlış okumadınız sevgili okurlarım, her şeye rağmen burası halen yaşanılır, güvenli bir toprak parçası. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, #Gem Tours olarak organize edilen bu turda, gerek grup liderimiz Mehmet #Adak, gerek tur rehberimiz Zeynep Hanım ve gerekse tura katılan arkadaşlar son derece uyumlu ve sıcak insanlardı.

,Her zaman bu kadar mükemmellik denk gelmiyor. Gelelim Malta Adasına, biliyorsunuz o da Kıbrıs gibi Akdeniz’in incilerinden bir tanesidir. Sahilleri oldukça temiz ve denize giriş ücretsizdir. Bizdeki gibi 5 yıldızlı otellerin tekelinde değil. Çevre temiz, insanları sıcak kanlı ve yardımseverdir. Gece hayatı aşırı uçlarda ve gençliğin kendilerini eğlencenin koynuna sınırsız bir şekilde bırakarak, kendilerinden geçmeleri gözümden kaçmadı. Burada ot satışı serbest ve her köşe başında ot satan bir dükkana rastlamanız mümkün.

Artık nasıl bir gece hayatı olduğunu tahmin edebilirsiniz sanırım. Tarihi binaları oldukça bakımlı ve görülmeye değer eserlerdir. Yeşil alan görmeniz pek mümkün değil, çünkü kurak bir Ada. Bizim gibi çok sık olmasa da zaman zaman elketrik kesintilerine maruz kaldığına bizler de şahit olduk. Restorantlarda menüler balık ağırlıklı, spagetti ve pizzadır. Fiyatlar da bizim gibi uçuk kaçık değildir. Her bütçeye hitap eden menüleri vardır.

Ve burada açık mekanlarda bile çoğu restoranlar sigara içilmesine müsaade etmiyorlar. Ne garip değil mi, ot satışı serbest yollarda sokaklarda içilebiliyor ama sigara açık mekan restoranlarda içilemiyor. Gelelim Gozo ve Comino Adalarına, bunlarda Malta takım adalarındandır. Denizleri oldukça temiz, kristal su özelliğindedir. Burada da tarihi binalar oldukça bakımlı ve görülmeye değerdir. Tipik Girne Limanı görüntüsünde, etraf temiz, restoranlarda çalışanlar üçüncü ülke vatandaşları ve sahil restoranlarında yemek için ödediğiniz ücret, bizdeki aç gözlü restoran sahipleri gibi değildir.

Sırf deniz mahsulleri yemek için bile buraları bir kez ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Ve gelelim Sicilya’da Catania (Katanya) şehrine, ben ömrümde bu kadar bakımsız bir şehir görmedim. Tarihi binaları resmen dökülüyor. Bu binalarda asılı olan bayraklar yırtık ve rengi solmuş. Anlayacağınız bayrağına bile saygı duymayan bir şehir ve ulus.

Hijyenden uzak, sokakları çöplükten geçilmeyen ve restoranlarında hijyenden eser yok. Çalışanlara kötü muamele gözümden kaçmadı ve turiste zerre kadar saygı duymayan bir millet. İnternete erişim diğer Adalardaki gibi değil. Hiçbir restoran, erişiminize izin vermiyor. Yoktur diyerek geçiştiriyorlar. Ayrıca, restoranlarda dış cephede oturacaksanız masa başı kira ödemeniz gerekmektedir.

Kısaca, ne bu şehri, ne de insanlarını sevmedim. Turumuzun sonunda gittiğimiz Temel Reis’in köyü ise küçük bir sahil kasabası. Burada da sık sık elektrik kesintileri olmaktadır. Yani kısaca özetleyecek olursam halen bu Ada yarısı KKTC’de, diğer Ada ülkelerine nisbeten durumumuz oldukça iyidir.

E, ne demişler çok okuyan değil, çok gezen bilir. Ben de sizlere kısaca gezip gördüğüm yerleri tanıtmaya çalıştım. Malta ve Gozo Adaları görülmesi gereken yerlerden. Sicilya’nın dışından geçerken yeşiline hayran kaldım. İç kesimlerine girmediğimiz için pek yorum yapamayacağım. Lakin, meşhur şehri Katanya (Catania) tam bir hayal kırıklığı idi. Gem Tours olarak organize edilen bu gezide, grup Lideri ile tur rehberi ise bu gezimizin en güzel bir şekilde geçmesini sağlamaya çalışarak bizleri bu turdan memnun bırakmıştır. Vesselam.