DEVLET MİŞ, HÜKÜMET MİŞ, EŞİT-EGEMEN MİŞ KENARIN DİLBERİ KKTC
Yaz iyice kendini göstermeye ve hissettirmeye başladı. Yaz ile birlikte Kıbrıs Türkünün yıllardan beridir süre gelen çilesi de başlamış oldu. Malum yaz gelince elektrikler sık sık kesilmeye başlar. Sanırım, kediler trafonun içinde bir işler becerir ve asfalyalar atar.
Bu yaz bu işlere bir de yenisi eklenerek, susuzluk baş gösterdi. Siz bakmayın dört tarafı denizlerle çevrili Ada parçası olduğumuza, sususuz susuz. Dereleri kapatılıp, üzerine inşaatlar yapıldı. Barajlar Anamız sayesinde hayata geçirildi. Ve böylece Anamızdan, yeraltından borular döşenerek, bu bir avuç toprak parçasına su getirtildi. Siz bakmayın benim “Anamız” diye hitap ettiğime, beni doğuran kadındır benim “Anam”, bilmem anlatabildim mi!!! Her neyse esas konumuza dönecek olursak, su pompalarından biri arıza yapmış, arıza ne zaman giderilecek belli değil.
Bu yüzden, elektriksizliğin üzerine bir de susuzluk eklendi. Vay bu ne bitmez çiledir bu memlekette!!! Nedir bu toplumun bu hükümet edenlerden çektiği!!!! Övünmeye gelince harman kadar yer isterler. CB’nından tutun da, tüm Meclis içinde görev yapanlara kadar, hepsi bir ağız birliği ile “Yüce Devlet, Dünya bizi kıskanıyor, Emin adımlarla geleceğe yürüyoruz, Eşit-Egemen Devlet statüsü istiyoruz, bu konuda asla ödün vermeyiz” ve daha nice bu gibi cümleler kurarak, öve öve bitiremedikleri eserleri KKTC’ de gelinen son noktayı sizlere kısaca özetleyeyim. Su yok, elektrik yok, sağlık hizmeti yok, turizm yok, ulaşım yok, hükümette muhalefet yok, gerçek anlamda siyaset adamı yok, toplumun sesini duyan yok, denetim yok, liyakata dayalı atama yok, avanta çok, rüşvet çok, sahte diplomalı çok, hırsızlık çok, fuhuş çok, kumar çok, biyat çok, pahalılık çok, hükümet edenlerde hayalperestlik çok…
Amma, iş masada pazarlığa gelince “Eşit-Egemen Devlet” diyorlar da başka bir şey demiyorlar. Yahu bir bakın bakalım neyimiz eşit, hangi, konularda yarışabiliriz güney komşumuzla?? Tek ayak üstünde boyuna yalanlar söyleyip, bu yalanlara kendiniz de inanıyormuş gibi yaparak, toplumun sinir uçları ile oynuyorsunuz. Ülkeyi getirdiğiniz nokta için “Kenarın Dilberi KKTC” demekten kendimi alamıyorum.
Kenarın Dilberi, yani dıştan bakılınca süslü püslü alımlı, etrafına sahte gülücükler dağıtan, albenisi yüksek ama içine girince cahil, basit, karakter sıfır, kültürsüz ve vasıfsız diye tanımlamak tam da yerinde bir açıklama olur. Kısaca, bu işte KKTC’nin özeti ve geldiği nokta!!! Yıllardan beri Bakan koltuklarında oturanların yarattığı ucuz eser bu. Yıllardan beri su ve elektrik problemini çözemeyen siyasilerin ucuz siyaseti sayesinde, ülkenin hiçbir değeri ve kıymeti yoktur. Sahi, son sürat inşası devam eden bir külliyemiz vardır. O tamamlanınca bir de atlı süvari birliği kurulunca, ülke kıymetlenip, değere binecek. Vay ben sizin kuş beyninize hayran olayım. Dedim ya, “Kenarın Dilberi KKTC”.
Vesselam.
Beğen
Yorum Yap
Gönder