2024 BÜTÇE MARATONUNUN ARDINDAN
Hepinizin bildiği üzere 2024 Mali Yılı Bütçesi Kasım-Aralık aylarında görüşülüp bir karara varılır. Ancak, bu toplantılarda gerçek anlamda toplumun beklentisine karşılık vermek değil, kendi menfaatlerine işlerde hesap –kitap yapılır. Daha da gerçekçi olacak olursak, doğru düzgün bir hesap kitap yapıldığı da muamma. Zira dış borçlanma rakamları dudak uçuklatır.
Eğer, ayağınızı yorganınıza göre uzatmazsanız, elbette borçlanarak iş döndürmeye kalkarsınız. Sayın Devrim #Barçın geçtiğimiz günlerde bir kürsü konuşmasında diyor ki, bu ülkenin gelirleri halktan saklanıyor”. UBP hiçbir zaman halka gerçeği söyleyen, gerçekleri yansıtan ve halkı düşünen bir parti olmadı ki!!! UBP’nin icraatları yandaşlarına iş imkanı sağlamak, önemli kadrolara adamlarını yerleştirip, emir eri gibi kullanmak, arazi tahsis ve satışlarında komisyon almak, iş insanlarına bazı imtiyazlar tanıyarak, onların kendilerine sundukları imkanlardan faydalanmak ve daha buna benzer birçok işlerle kendi mal varlıklarını genişletmektir.
Toplum zerre umurlarında değildir. Hele ki #Üstel’in Başbakan olduğu bu dönem, gözü gerçeklere açık olanlar UBP’nin ne kadar toplum menfaatlerinden uzak çalıştığını anlamışlardır. Lakin, gelin görün ki, her dönem sandıktan 1. Parti olarak çıkıyor. Neden biliyor musunuz? Bilmeyenler için yeniden yazalım. TC nüfusun büyük bir çoğunluğunu, kendileri dışında bir partinin iktidar olması halinde Rum ile anlaşma masasına oturup, tüm TC vatandaşlarını geldikleri yere geri göndermekle korkutuyorlar.
Yalan, hem de bu koca bir yalan. Bir diğer neden ise, seçim zamanı kapı kapı gezip dağıtılan paralar. Yani UBP rüşvet almakta da, rüşvet vermekte de 1. Sıraya oturan ve bu konuda rakibi olmayan tek partidir. Bakınız, yıllardır iktidarda ve hükümet etmektedir. Her biriniz ülkenin ve toplumun geldiği noktayı ölçüp tartabilecek zekaya sahipsinizdir. Ve bütün samimiyetimle söylüyorum, 2024 yılında 2023 yılını da arar olacağız. Vergi mükellefiyetlerinde artış yapma yoluna gidecekler.
Zamların ardı arkası kesilmeyecek, ellerini toplumun cebinden hiç çekmeyecekler. Ve bizler daha da fakirleşirken, onlar memleketin para babası olmaya devam edecekler. Yapıcı icraatlar için, toplumun menfaati için uğraşmak onların kanında yok. Varsa yoksa da, itaat etmek ve icazet almak, adeta DNA’larına işlemiş durumdadır. İçlerinden birinin de farklı olmasını beklemeyin. Bu çarkın içine giren, bu çarkın oyunlarında dönme dolap gibi dönmeye, döndükçe yapılan yolsuzlukların içine çekilmeye ve bunun hazzına varmaya zamanla alışır.
Neyse daha fazla uzun etmeden Sayın #Barçın’ın sözlerini kendi yorumumla sizlere aktarmaya çalışayım. “Bu devlet kendi kendine yeter düzeyde bir ekonomiye sahiptir. Lakin harcamalar yanlış işlere, toplanması gereken vergiler de bağış yoluna gidilerek, devlet her geçen gün biraz daha çökertilmekte, vatandaş da giderek fakirleşmektedir”.
Devrim #Barçın her zaman hesaplı kitaplı konuşan, gerçekleri halktan gizlemeyen bir vekildir. Verisiz asla konuşmaz. Ve dahi, veriler üzerinden yaptığı hesaplamalarda asla yanılmaz. Yani bu başımızdakiler “Devletin malı deniz, yemeyen keriz” diye diye ülkeyi soyup soğana çevirdiler. Bizi de, soydukça soymaya devam edeceklerdir. Gözünüzü açın diye bir kez daha bu bilgileri paylaşmayı elzem gördüm sevgili okurlarım. Vesselam.