Erhürman ”Kelpçeyi kural haline getirdiniz, kelepçe ile ilgili mantığınız yanlış çünkü tutuklama bir ceza değil”

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, reçete yolsuzluğu soruşturmasında tutuklanan zanlılara kelepçe takılmasının tartışma yaşanmaması için bir kural haline getirildiğini söyledi; “Kelepçe ile ilgili doğru mantık, kaçacağından ya da kendisine veya başkalarına zarar vereceğinden şüphelenilen kişilerin bu uygulamaya tabi tutulmasıdır.” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, reçete yolsuzluğu soruşturmasında tutuklanan zanlılara kelepçe takılmasıyla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı.

Zanlının/sanığın suçlu olduğu kanıtlanana kadar masum kabul edilmesi gereğinin altını çizen Erhürman, bu ilkenin üç yolla ihlal edilebilmesinin mümkün olduğunun görüldüğünü söyledi.

Kime kelepçe takıldığı kime kelepçe takılmadığı tartışmalarının endişesiyle kelepçe takmanın bir kural haline getirildiğini anlatan CTP lideri Erhürman, “Oysa kelepçe ile ilgili doğru mantık, kaçacağından ya da kendisine veya başkalarına zarar vereceğinden şüphelenilen kişilerin bu uygulamaya tabi tutulmasıdır” dedi.

Herkese kelepçe takılmasının ifade ettiği riskleri arz etmeyen kişiler bakımından henüz yargılanmadan ortaya çıkan "bir tür ceza"ya dönüşüp masumiyet karinesini tartışmalı hale getirebileceğini belirten Erhürman, “Tutuklama bir ceza değil, bir koruma tedbiridir. Genel olarak delilleri karartma veya kaçma şüphesi olan durumlarda tutuklama kararı verilir. Tutuklamanın genelleştirilmesi, mesela ‘ağır cezalık tüm suçlarda tutuklama kararı verilir’ ya da ‘benzer iddiaların muhatabı olan sanıklara tutuklama verildiyse herkese verilir’ gibi uygulamalar, tutuklamanın yargılamadan ve hükümden önce bir tür cezalandırmaya dönüşmesine yol açma riski taşır ki bu, masumiyet karinesi açısından kabul edilebilir değildir” dedi.

Erhürman, tutuklanan kişilerin kaldığı hücrelerin insan hakları açısından önemli olduğuna da vurgu yapan Erhürman, “Henüz yargılanmamış ve suçlu olduğu kanıtlanmamış kişilerin kötü koşullarda tutulması, sonuçta beraat etme ihtimali olan kişilerin ortada bir hüküm yokken cezalandırılması anlamına gelebilir. Kaldı ki suçluluğu kanıtlanmış kişilerin dahi insan onuruna yaraşır koşullara sahip cezaevlerinde barındırılması insan haklarının gereğidir” ifadelerini kullandı.

Tutuklandıktan sonra teminatla serbest bırakılan kimi sanıkların ifadelerine de işaret eden Erhürman, “tahta kurusu, tuvalet, genel temizlik, kitap dahi okuyamama gibi sorunlar kabul edilebilir şeyler mi?" sorularını da sordu.