TATİL İZLENİMLERİM

Geçtiğimiz ay #Travel #Time ile yine bir gezi programına katıldım. Bu kez Büyük Balkan Turu ile Sırbistan, Bosna Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve Kosova’yı gezdik. Yorucu ama güzel bir gezi turu oldu. Travel Time işine gereken önemi veriyor. Artık bu zamanda işine hakkını vererek yapan işletmeler maalesef ki her geçen gün azalmaktadır.

Gezip gördüğüm ülkeler arasında en bariz gözüme çarpan özellik, doğa ve çevre katliamının olmayışı idi. Her yer yemyeşildi. Tabiat anadaki yeşilin bütün tonlarını görmeniz mümkün. O kadar ki, anayolların her iki yanı ağaçlarla donatılıp gölgelendirme yapılmış. Şehrin gürültülü trafiğinde bile bu ağaçlar sayesinde beyninize taze oksijen gidebilmektedir. Belki de bu yüzden şehir trafiği yoğun olsa da herkes trafik kurallarına uygun davranıyor. Bizdeki gibi korna sesi duymak veya araçtan araca küfür savurmak yok, mümkün değil göremezsiniz.

Yapay ve doğal göllerin güzelliğini anlatmaya gelince, sanırım kelime hazinem bu güzellikleri anlatmaya yetecek kadar geniş değil. Bütün bir otobüs yolculuğunda ya yeşillikler arasında, ya göller, akarsular, ya da Adriyatik denizi kıyısı boyunda seyahat, bizleri eşsiz bir manzara ile baş başa bırakıyor. İzlemeye doyamadığımız bir güzellik. Belki de bizler beton yığınları arasında sıkıştığımız, ya da yeşile hasret kaldığımızdandır ki bu tabiat ananın güzelliklerine hayran kalmış olduk ve bakmaya, izlemeye doyamadık.

Bunlar gezimizin olumlu ve güzel yanları idi. Ancak, gezip gördüğümüz yerlerde ülke vatandaşlarına da değinecek olursak, bazı yerler, özellikle Sırbistan ve Hırvatistan halkı Türklere karşı yardımsever olmamakla birlikte, Müslümanlara olan nefretlerini bir şekilde dışarı vurmaktan geri kalmıyorlardı. Eğer bir restoranda oturuyorsanız, ya onların lisanında sipariş vereceksiniz ya da aç kalacaksınız, o denli yani.

Dahası önünüze gelecek olan servis kafanıza vururcasına önünüze konacaktır. Ve eğer bir masada 5-6 kişi oturuyorsanız, hesap tek kalem gelecektir. Kim ne içtiyse onu ödeyebilir diye bir kolaylık yoktur. Bu şekilde bir hesap isterseniz garsondan hakaret bile işitebilirsiniz. Hani bazen biz burada gördüğümüz aksilikleri yazıyoruz ama orayı gördükten sonra açıkçası buradaki hizmetin kalitesini küçümsememek gerekir diye kanaat getirdim.

Bu ülkelerde teknoloji, sistem, yollar, çevre temizliği, bizlerden çok çok daha ileri safhada. Yani bu ülkeler çok zengin ülkeler olmamakla birlikte, ülkede gelişmiş bir eğitim sistemi, yolları kusursuz, ışıklandırması son derece yeterli ve turizmin ekonomilerine sağladığı katkı ile ülke kendi kendine yeter seviyede. Ve özellikle eğitim, 19 yaşına gelinceye kadar ücretsiz. Öyle mantar gibi her köşeden de özel üniversiteler çıkmıyor. Devletin kendi üniversitesi var. Ve çok cüzü bir yıllıkla kaliteli eğitim alma olanağı bulunmaktadır. Kısacası “dünya bizi kıskanıyor” diyenlere demem o ki, “dünyada en son kıskanılacak ülke” denilmesi, bizim için çok daha uygun ve yaraşır olur. Vesselam.