Sahibine Mesajlar

Sn. Ersin Tatar, Karpaz’ın güzelliklerini sergilemek için Denktaş’ın bir zamanlar hakiki Kıbrıslı’lar Karpaz Eşekleridir dediği Karpaz eşeğinin yanında fotoğraf çektirmeniz turizm açından dikkat çekti. Koskoca Cumhurbaşkanı eşek ile fotoğraf çekti diyenlere fena fena bakan Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, turizm de bir adım öne geçen size kızgın ve kırgın. Fotoğrafın altına düşen mesajlarada bakarken burnundan soluyor haberiniz olsun. Birçok Kıbrıslı Türk’ün bakışından daha güzel bir bakış sergileyen eşeğin bakışı, ben turizmi çatlattım, patlattım diyen Fikri bakanımı da kıskançlıktan çatlattı. Çatlayan patlayan turizm ve bağıra çağıra  gelen iflas ve harç bittiği için yapı paydos diyenlere  cibbana ve Havai fişek yerine eskiden olduğu gibi, “Garbayıt” patlatalım. Ne dersiniz?

**

Sn. Ünal Üstel, UBP’de cadı kazanı kaynamaya başladı. Bazı üyeler,  oturduğunuz başkanlık koltuğuna oturur oturmaz  mutluluğu çorba yapacaktı ve partiyi tek aşına iktidara taşıyacaktı sözü vermişti. Ama Sonra tatsız tuzsuz  yaptığı çorba için elimize çatalı verdi. İki seçimdir bizi çıkmaz sokağa bırakıp yolunuz açık olsun dedi. Parti erken bir seçimde manivela ile çalışan 1956 model DODGE gibi sparkları yağlandığı için  çalışmaz ve bozuk gondura sustaları ile yalpalarsa, CTP’nin eksoz dumanını görürüz diyor. Sn. Üstel, eskiden elinde gusbo ile koltuğun altını kazan Taçoy vardı. Şimdi partiyi toparlarsa Sucuoğlu toparlar diyen bir kesim var. Aman ha aman

**

Sn. Bakanlar Kurulu Üyeleri Yasada olmayan ve tüzük ile devletin Gumgumasını doldurmak için icat ettiğiniz seyrüsefer ruhsatı çıkartılmayan arabaların polis tarafından el konulması işi maşallah fevkalade iyi gidiyor. Luggolar ile dolu çukurlar için arabalarına el konulurken ne haliniz varsa görün. Nasıl giderseniz gidin denilen vatandaşlar çoluk çocukları ile evlerine dönmek için yollarda Sefilleri oynuyor. Sim kartı bile 3. denemeden sonra kendini kilitliyor. Maşallah Tegaüte çıkması gereken bazılarınızı bu halk Yontma taş devrinden beridir sandığa kilitleyemiyor. Tabi ceremesini de sürünme modunda çekiyor.

**

Sn. Faiz Sucuoğlu, parti başkanınızın özel jetinin lastiği ekris yaptığı için ‘Ozon’ tabakasından yeryüzüne doğru pike yaptı. Cips Paketi gibi %70’i hava, %20’si ego olan Boşbakanın yerine Başbakan bulmak için UBP’de birçok üye gazetelere tam sayfa renkli ilan vermeye hazırlanıyormuş.  Koltuk eski püskü değil sustaları “Gurrada’ oldu. Kılıçdaroğlu gibi girdiği her seçimde çöküyor. Bir seçim olursa CTP  ‘CİLİNDİRİ’ gibi üzerimizden geçerken yükselişe geçen TDP’de birkaç parçamızı kopartabilir. Ve parçalanan parçalarımızı Japon Yapıştırıcı gibi olan Sucuoğlu toparlayıp yapıştırabilir diyorlar. Eee bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa o yerde güneş batıyor diyen Konfüçyüz haklı.

**

Sn. Erhan Arıklı,  Milattan Önce inşaatına başlanan Yeni Ercan ‘Uzay Çağında’ nihayet bitiyor. 3333 defa bitti açıyoruz dediğiniz Ercan, bu defa vallahide billahide trillahi de açılıyor dediniz. Erhan başkan sen HTKS başkanı Cem Kapısızın, Ercan’da güvenlikten söz edemeyiz. Elektrik projesi vizelendimi, Binaya elektrik verildiğinde panolar patladı Meterolojik verileri bildiren bölüm hazır değil demesine  boş verin tırıs gitsin. Ercan öyle veya böyle bitiyormu siz ona bakın. Nasıl olsa her uçak havada kalmaz. Mutlaka öyle veya böyle yere iner.  Erdoğan geliyor. Sılgıçı yememek için uçaklar yere burun üstü bile inse ölen ölür kalan sağlar bizimdir. Maksat Erdoğan’ın arkamızı sıvazlamasıdır..

**

Sn. Sendikal Platform üyeleri  El-Sen’in ihale yasası ile ilgili mahkeme süreci yetkiniz yoktur gerekçesi ile durduruldu. Mahşerin dört değil üç atlısı konumunda olan hükümet Kıb-Tek yönetim kurulunun önüne koyduğu AKSA şartı ile ya bu deveyi güdersiniz yada bu diyardan gidersiniz dedi. 4-5 yönetim kurulu üyesinin deve gütmek yerine diyardan gitmeyi tercih ettiği söyleniyor. El-Sen eylem ve grev ile ilgili sizden destek isteyeceği söyleniyor. Tabiki destek şart. Ama sizin de El Sen’e KKTC Ye Yememin Cumhuriyetinde faaliyet gösteren Kıb-Tek Bol Kepçe lokantasında çukur tabaklarını hınça hınç dolduran Cep sevenler derneği mensuplarının kulaklarını çekmesi şartını getirin.  Valla dünyayı bir telaş Sarmış gidiyor. Batıda gaz ve savaş sancısı. Doğuda Yaşama ve göç telaşı. Bizde de dolmayan çukur tabakları nasıl doldururuz telaşı.

**

Sn. Fikri Sergil bazı polis subaylarının egosu ‘Ozon Tabakasında’ dolaşır.  Omuzda ne kadar çok yıldız parıldarsa küçücük dağları kendisi yarattı sanır. Bunlara baktıkça aman sigortamız yerinde dursun yeter ki “Asvalyamız” atmasın deriz.  Maşallah siz Çamlıbel Karakol Sorumlusu olarak bölgede yaşayan insanlara candan yaklaşımınız. Sıkıntılarına çözüm bulmanız nedeniyle asvalyalarının atmak yerine sevgilerini ve kalplerini kazanıyorsunuz. Bir polis subayı olarak ayni Lefkoşa Trafik Şübe amiri Mehmet bey gibi polisin yüz akı oluyorsunuz. Fikri bey, güI dikenin himayesinde yaşar diyenler halt etmiş. Asıl dikenin itibarı güIün himayesindedir. Türkçeden Türkçeye tercüme edersem polisin itibarı sizin gibi polislerin sayesindedir

**

Sn. Serdinç Maypa, şehit çocuklarına sosyal tesislere girmeleri için giriş kartları verilmesine karşın, neden kapılarda rencide edilerek geri döndürülüyor. Bu Saygımı saygısızlık mı diye sordun. İlahi Serdinç, Saygı ve saygısızlık sırat köprüsü gibidir. Bir tarafa devrilirsen saygı tarafına, diğer tarafa devrilirsen saygısız tarafına devrilmiş olursun. O iş insanın davranışına ve kabulüne bakar. Nedense biz Kıbrıslı Türkler bir türlü Sırat Köprüsünde yürümeyi beceremiyoruz. Mesela Kıbrıs’ta uzun süre mücahitlik yapıp tüm savaşlara katılanlar nedense Sırat köprüsünde hep saygısız tarafına düşer.  Çıkartmaya gemimin güvertesinde katılan ve ayağı yere basmayanlar bile hep saygı tarafına devrilir. Kıbrıslı bir gazi devlet tarafından verilen evden bir komutan emri ile evden atılırken diğerine bağ bahçe verilebiliyor. Mühim olan elinizi ‘Peşgir’ yerine ‘Havlu’ ile silmek.   Bandofla” giymek yerine, bana terlik uyar demektir.

**

Sn. İzzet Türkmen, memleketin ekonomisine katkı koyacak olanlar resmen tecavüz ediyorlar. Ne yani bu tecavüzcüler için güftesi küfürlü hicaz bestesi Acem aşiyan eser mi hazırlayalım. Ne zamandan beridir bu ülkede emek ücretleri Euro oldu. Bu zatı muhteremler yanlarında çalışanları Euro mu öder diye sordun. Bu ülkede hükümet ve muhalefet varsa müdahale etmek zorundadır diyorsun. Sevgili İzzet Fransız kimyacı A. L. de Lavoisier dünyada hiçbir şey yoktan var olmaz varken de yok olmaz. Yalnız şekil değiştirir demişti. Bizim hükümet ile muhalefet yoktan var olmadı şekil değiştirdi. Görmem, duymam, konuşmam diyen 3 Maymuna dönüşerek yanlarına birde, bonus olarak bana ne ne haliniz varsa görün diyen dördüncü maymunu da aldı. Halk olarak bize de 4 maymuna ‘Cibbana’ çalmak düştü.

**

Sn. Emre Tek, henüz çiçeği burnunda bir polissin. Ama maşallah ‘Ego’ bin beşyüz feet yükseklikte gidiyor. Ufacık dağları sen yaratmadın. Ama ben yarattım ayaklarında, vatandaşa yüksekten bakabiliyorsun. Allah’tan Çamlıbel Polis Karakolunda henüz bir muk değilsin. Ya olsaydın? Vallahi millete Hanya’nın Girit’te Konya’nın Türkiye’de olduğunu zorla öğretirdin. Be abim, o kontrol için durdurduğunuz vatandaşlara bir parça sempati ile yaklaşmak çok zormu? Bak sevgili Emre trip atmak Kıza yakışır. gönül almak. ise erkeğe yakışır..

**

Sn. İbrahim Benter, vallahi sendeki akıl Einstein’da bile yok. Senin aklına gelenler inan ‘Şeytan’ın aklına bile gelmez. Yahu Vakıflar İdaresinde çalışanları Vakıflar binasının önüne çıkartarak, ‘Kuş Uçmaz Kervan geçmez’ dağında yaptığın düzeltme için sana teşekkür plaketi ve çiçeği verdirmek dahiyane bir buluştur. 5 dönümlük araziyi birisine 250 Stg.’ye hemen yanındaki 30 dönümlük araziyi de 250 TL’ye bir başkasına kiralamak inan müthiş bir buluştur.  Sn. Benter, hatırlayın Ayşaba Dеnizdе incilеr dеrindе Çеrçöp ise sahildе olur demişti. Emekliye çıkıyormuşsunuz. Siz emekliliğin tadını, bizde bıraktığınız çöpü temizlemenin sıkıntısını yaşayacağız..

**

Sn. Dalman Aydın,  bu aralar birçok insanımız gibi sinirlerim tepemde.  Gece çorapları çıkartıp, ağız tadı ile bir televizyon izleyim derken bay bay diyerek el sallayan elektrik beni sinir ve gıcık ediyor. Sabah kalkınca tam giyineyim günlük işlere el atayım derken yine ADİOS diyen elektriğin arkasından bakarken cinler tepemde trampet çalıyor. Tam o sırada aklıma geliyorsunuz. Birden elim zincirlerle sıkı sıkıya bağladığım küfürlerin kilidine gidiyor. Ama sonra aklıma soruşturma için görevden el çektirildiğiniz ve çok üzüldüğünüz o 9 aylık zaman dilimi geliyor ve kilit ile oynamaktan vazgeçiyorum. Siz o acıyı aylarca çekerken koltuğa oturur oturmaz genç işletmecilerin ekmek parasına kan doğradıktan sonra onların da o acıları çekmesi  sizi hiç ırgalamadı mı sorusu geliyor. Biliyorum babanızın adı Hıdır ve elinizden gelen budur. Emir eri ve birilerine bağımlı olmak kolay değil.

SAAT

Temel aldığı bir daktiloyu bozuk diye geri götürdü. Satıcı;

- Neresi bozuk, dün aldığında sağlamdı.

Temel:

- İki tane "a" yok, saat yazamıyorum.

**